Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından kabul edilen maddenin Türkçe bilmeyen seçmenler ile işitme engelli seçmenler açısından bilgi edinme hakkı bakımından dolaylı bir ayrımcılık oluşturması nedeniyle ayrımcılık yasağını ihlal edildiğinin tespiti talebiyle Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na başvurduk.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından seçimlerin ilk turu öncesinde seçmenleri bilgilendirme amacıyla çeşitli konularda kamu spotları hazırlanıyor. Ancak hazırlanan kamu spotları yalnızca Türkçe bilen seçmenler düşünülerek hazırlanıp yayınlanıyor.. Oysa TÜİK tarafından açıklanmış son veri olan 2021 istatistiklerine göre Türkiye’de 65+ yaş grubunda 1.156.508 kişi okuma yazma bilmediğini ortaya koydu. Okuma yazma bilmeyen seçmenlerin arasında Türkçe bilmeyen seçmenlerin bulunduğu da biliniyor.
Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre 14 Mayıs’ta kullanılan oylar içinde bir milyondan fazla geçersiz oy vardı. Bütün dünyada seçimleri idare etmekle görevlendirilen yetkili kurumlar, geçersiz oyları azaltmak amacıyla seçim öncesinde erişilebilir yöntemlerle seçmen bilgilendirmesi faaliyetlerine ağırlık veriyor.
Türkiye’de ise Türkçe bilmeyen seçmenlerle ilgili 2015 Genel Seçimleri öncesinde Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ’na bu konuda başvuru yapılmış ve YSK, Türkçe bilmeyen seçmenlere sandık başında tercüman sağlanması yönünde karar almıştır.
Yine 2015 yılında Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurulu’na derneğimizin yaptığı başvurular sonucunda alınan kararlarda; YSK’ya seçme hakkına eşit erişimin sağlanması ve ayrımcılığın önlenmesi için Türkiye’de konuşulan farklı dillerde seçmen eğitimi yapılması için tavsiye kararları alınmıştır.
Tüm bu gelişmelere rağmen Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından 2023 yılı hazırlanan kamu spotları anadili farklı olan ve Türkçe bilmeyen seçmenlerin seçimlere ilişkin bilgi almasını sağlayamıyor. Bu durum bilgiye erişim hakkı temelinde Türkçe bilmeyen seçmenlere yönelik ayrımcılık yaratırken geçersiz oy kullanılması nedeniyle de seçmenlerin ülke yönetimine eşit katılım hakkını zedeliyor.
Gerek uluslararası hukuk gerekse iç hukukumuzda ayrımcılık kesin hükümlerle yasaklanırken Türkiye İnsan Hakları Ve Eşitlik Kurumu Kanunu da dil temelli doğrudan ve dolaylın ayrımcılığı yasaklıyor.
Kanun gereğince YSK kararları aleyhine başka bir merciye başvurmak mümkün değil. Ancak YSK’nın yapmakla yükümlü kılındığı idari işlemlerle ilgili bir hüküm bulunmuyor. Seçim dönemlerinde hazırlanan kamu spotları idari işler arasında yer alırken YSK’nın Türkçe dışındaki dillerde kamu spotu hazırlanmamasına ilişkin herhangi bir kararı da söz konusu değil.
Tüm bu sebeplerle Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’ndan , YSK tarafından hazırlanan kamu spotlarının yalnızca Türkçe olarak hazırlanması ve yayınlanmasının Türkçe bilmeyen seçmenler bakımından dil temelinde ayrımcılık oluşturduğunun tespit edilmesini talep ediyoruz.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na yaptığımız başvuru dilekçesi için tıklayınız.


