Skip to content
Skip to main content

GANHRI 2024 Konferansı Sonuç Bildirgesi ve

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’ün Konferans Konuşması

 

İş Dünyası ve İnsan Hakları: Ulusal İnsan Hakları Kurumlarının

Rolü ve Deneyimleri

 

6-8 Mayıs tarihleri arasında Cenevre’de düzenlenen ve İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi’nin ev sahipliği yaptığı Ulusal İnsan Hakları Kurumları Küresel İttifakı (GANHRI) Yıllık Konferansı sonuç bildirgesi yayınlandı; Sonuç Bildirgesi Ulusal İnsan Hakları Kurumları (UİHK)’nın, şirketlerin ticari faaliyetleri nedeniyle ortaya çıkan insan hakları ihlallerini giderilmesine yönelik, izleme, raporlama ve şikayetlerin ele alınması konusunda tüm yetkilerini kullanmasına yönelik taahhütte bulundu. Bildirge aynı zamanda BM ortaklarına GANHRI’yi, bölgesel UİHK ağlarını ve bireysel UİHK’lerin iş dünyası ve insan haklarına ilişkin bu çalışmayı üstlenmeleri konusunda desteklemeye çağırdı. 

Buna göre UİHK’ker; iş bağlantılı insan hakları ihlalleri ile bu alandaki şikayetlerin ele alınması, mağdurlar için etkili çözüm yollarına erişimin kolaylaştırılmasına yönelik aşağıdaki sorumlulukları yerine getirmeyi taahüt etmiştir;

  • Çevre ve iklim değişikliği ile ilgili iş dünyasının rolünü ve insan haklarına saygı gösterme sorumluluğunu ortaya koyan sağlam politika önlemlerini teşvik ederek; ulusal ve uluslararası standartlara uygunluğu sağlayan izleme ve raporlama faaliyetlerinin yürütülmesi,
  • İnsan hakları savunucularına özel önem vererek, dijital teknolojilerin insan hakları üzerindeki etkileri de dahil olmak üzere çevrimiçi sivil alanın ve gözetimin durumunun izlenmesi ve raporlanması; bu teknolojilerin kullanımına ilişkin uygun yasa, politika ve uygulamaların savunulması; ve bu teknolojilerin kullanımına ilişkin insan hakları şikayetlerinin araştırılması,
  • İşletmelerin insan haklarına saygı duymasını sağlayacak gönüllü ve zorunlu tedbirlerin dengeli bir birleşiminin geliştirilmesine katkıda bulunacak politika ve düzenleyici tedbirlerin ‘smart mix”, yani zekice bir birleşiminin yapılması,
  • Ve bu alanda insan hakları durum tespiti ve sürdürülebilirlik raporlamasının teşvik edilmesini içerecek şekilde iyi uygulamaların paylaşılması.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk konferansta yaptığı konuşmada şirketlerin ticari faaliyetleri nedeniyle  etkilenen bireyler ve topluluklar için gerekli koruma ve desteğin nasıl temin edileceğine ilişkin kaygılarını dile getirirken, UİHK’ların, iş dünyası ile ilgili faaliyetlerden zarar gören bireyler ve topluluklar için etkili çözüm yollarının uygulanması için üzerine düşen sorumluları yerine getirmesi gerekliliğinin altını çizdi.

 

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’ün, GANHRI 2024 Yıllık Konferansında yaptığı konuşmanın gayrı resmi çevirisinde alıntılar aşağıda yer almaktadır; 

 

Günaydın, değerli meslektaşlarım. Ulusal İnsan Hakları Kurumları Küresel İttifakı (GANHRI) ile konuşma fırsatına sahip olmak her zaman bir zevktir. Ortaklığınız, Ofisimin temel çalışmaları açısından esas niteliktedir.

Ulusal İnsan Hakları Kurumlarının (UİHK) bu küresel krizler çağında oynayabileceği rol her zamankinden daha önemlidir.

İnsanlık ailemiz arasındaki bölünmelerin derinleştiği, eşitsizliklerin arttığı, yoksulluğun bir nesildir görülmemiş seviyelere ulaştığı bir çağdayız.

Çatışmalar ulusları ve bölgeleri yok etmekte, hatta uluslararası güvenliği tehdit etmektedir. İklim değişikliği bizi yıldırım hızıyla daha da fazla felakete doğru sürüklüyor. Hepimiz düzenlenmemiş Yapay Zeka tehditlerinin -ki bu tehditlerin birçoğu halen bilinmemektedir- gözlerimizin önünde gelişmesini izliyoruz. Ve tüm bu insan hakları riskleri boyut olarak büyüyüp hızla ilerledikçe, bizi krizden uzaklaştıracak yönetim kurumlarımıza olan güven de sarsılıyor.

Dünya doğru çözümleri ve umudu bulmak için çabalıyor.

Tarih bize kriz dönemlerinde insan haklarının çözümün önemli bir parçası olduğunu göstermiştir. (Bunu söylerken) Kadın hakları, ırk ayrımcılığının aşılması, sivil alanın genişletilmesi ya da dünyanın pek çok yerinde sağlık ve eğitim sistemlerinin büyük ölçüde iyileştirilmesi gibi zor kazanımlar aklıma gelmektedir.

Günümüzün uluslararası insan hakları çerçevesi, devletler göz önünde bulundurularak geliştirilmiş olsa da, toplumun her bileşenine üzerine düşeni yapma sorumluluğu yüklemektedir.

Bu, herkesin insan hakları hareketinin bir ortağı olabileceği ve olması gerektiği anlamına gelmektedir.

Buna özel sektör de dahildir.

Bu konferans, iş dünyasının insan hakları üzerindeki hem olumlu hem de olumsuz etkilerine ilişkin bazı büyük soruları ele alacaktır.

İklim değişikliği konusunda, iş dünyası zarardan nasıl kaçınabilir ve bunun yerine çözümün bir parçası olmak için nasıl yenilik yapabilir ve uyum sağlayabilir?

Sivil alanda, özellikle de çevrimiçi dünyada, iş dünyası ifade özgürlüğünü mümkün kılmak ve beslemek ve aynı zamanda cesurca değişim talep eden insan hakları savunucularını korumak konusundaki sorumluluklarını nasıl yerine getirebilir?

Daha genel olarak, insan haklarına ilişkin düzenleyici ve politik tedbirler iş dünyası için en iyi şekilde nasıl işleyebilir ve etkilenen bireyler ve topluluklar için gerekli koruma ve desteği nasıl temin edebiliriz?

Ve tabii ki sonuç olarak, UİHK’lar bu sorunların ele alınmasında işletmelere rehberlik etmek ve onları desteklemek için özgün yetkilerinden nasıl yararlanabilir?

Özel sektör, güveni yeniden inşa etmek ve insan haklarının birleştirici gücüne olan inancı yeniden tesis etmek için ihtiyaç duyulan mimarinin kilit bir parçasıdır.

UİHK’ların iş dünyası ile ilişkilerini geliştirmek ve böylece iş dünyasının insan hakları uygulamalarını güçlendirmek için yaptıkları mükemmel çalışmaları memnuniyetle karşılamaktayım.

Dönüm noktası niteliğindeki Edinburgh Deklarasyonu, UİHK’lara bu çabalarında yardımcı olacak etkili bir çerçeve sunmaktadır.

Ayrıca UİHK’lar, hükümetlerin iş dünyası ile ilgili faaliyetlerden zarar gören bireyler ve topluluklar için etkili çözüm yolları uygulama sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamada da önemli bir rol oynamaktadır.

Meslektaşlarım,

Geçtiğimiz otuz yıl boyunca Ofisim, ulusal düzeyde tüm insan haklarını daha iyi teşvik etmek ve korumak için Üye Devletler ve onların UİHK’ları ile yakın işbirliği içinde çalışmıştır.

Bu konuda somut sonuçlar gördük.

Ülkelerin yalnızca UİHK’lerin kurulmasına değil, aynı zamanda bağımsız ve etkili olmalarının sağlanmasına yönelik artan ilgisi bunlardan birisidir.

Bu da bizi Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin göstergelerinden biri olan bağımsız ve etkin kurumlara ulaşmaya bir adım daha yaklaştırıyor.

Bugüne kadar 120 UİHK, Ofisimin hizmet verdiği uluslararası meşruiyete sahip bir süreçte Küresel İttifak tarafından akredite edilmiştir. Bunlardan seksen sekizi, tüm UİHK’lerin karşılaması gereken standartlar olan Paris İlkelerine tam uyumları nedeniyle ‘A’ statüsü almıştır.

Uluslararası düzeyde de Ofisim, UİHK’leri ve onların bölgesel ve küresel ağlarını, sözleşme organları ve İnsan Hakları Konseyi, Evrensel Periyodik İnceleme ve Özel Prosedürler de dahil olmak üzere BM insan hakları mekanizmalarıyla ilişki kurmaları için desteklemiştir.

Özellikle iş dünyası ve insan hakları gündeminin ilerletilmesi konusuna bakacak olursak, Ofisim UİHK’larla önemli ittifaklar kurmuştur.

Örneğin Latin Amerika ve Karayipler’de Sorumlu İş Davranışları Projemiz, iş dünyası ve UİHK’lar arasındaki işbirliğini güçlendirmekte, hesap verebilirliği, iş davranışlarının izlenmesini ve raporlanmasını geliştirmekte ve çözüm yollarına erişimi kolaylaştırmaktadır.

Ve dünyanın her yerinde, iş dünyasıyla bağlantılı insan hakları ihlalleri meydana geldiğinde şikayet mekanizmaları olarak etkinliklerini artırmak için UİHK’larla birlikte çalışmaktayız.

Birlikte başardığımız çalışmalardan gurur duyuyorum. Sizlere verimli tartışmalar diliyor ve bugünkü etkinlikten çıkacak Sonuç Bildirgesini sabırsızlıkla bekliyorum.

Teşekkür ederim.